Tarihte Yer Adlarının Önemi

Tarihçi Sayın Muhammed DARICI’nın genel bir giriş yazısı…

Bilindiği gibi tarih biliminin araştırma alanı yüzyıllar boyunca insan topluluklarında meydana gelen olayların yorumlanması, tarihe damgasını vuran kişilerin incelenmesi ve bunların günümüze yansıyan etkilerini değerlendirmesidir.1

Yorum ve değerlendirme olaylara yön veren, onları şekillendiren sosyal, ekonomik, fikri ve idari kavramların tespit işlemidir. Bu yüzden günümüz tarihçileri askeri ve siyasi olayların yanı sıra bu olayların temelinde yatan sosyoekonomik ve kültürel sebepleri de araştırmaya ağırlık vermelidir.2

Bir milletin varolmasında ve gelişmesinde birinci derecede rol oynayan din, tarih, ade0t, ve gelenekler yani o millete ait karakterlerin bütünü kültürü meydana getirir. Kültür, milletler için sosyal bir miras olup geçmişten günümüze akıp gelen değerler manzumesi olması sebebiyle tarih araştırmalarında vazgeçilmez bir kaynaktır.3

Kültür değerlerimizin kaynaklarını tarihimizin derinliklerinde ve bugünkü Türk toplumunda bulabiliriz. Çünkü kültürün tanınması ve işlenmesi her şeyden önce o kültürü yaşatan milletin tanınmasına bağlıdır. Bu yüzden kültür değerlerimizi zaman ve mekan içerisinde ele alırken onda meydana gelen değişimleri içerisinde bulunan medeniyetlere katkıları, onlardan etkilenme biçim ve nispetleri tespit edilmelidir. Bunun yapılabilmesi için kültür değerlerimize Orta Asya – Selçuklu – Osmanlı – Cumhuriyet dönemleri içerisinde ele alınmalıdır. Çünkü toplumlarda devamlılık esastır.4

Kültür tarihçesi hemen hemen her türlü unsurunu malzeme olarak kullanmaktadır.5

Bilindiği üzere tarih kaynakları arasındaki sözlü kaynak olarak da adlandırılan folklorik ürünler vardır. İnsanlığın binlerce yıldan beri süzülüp gelen tecrübe ve hatıraları usta tarihçiler ve sosyal bilimcilerce doğru yorumlanırsa, bazı karanlık noktaları aydınlatabilir. Eski çağlardan günümüze kadar insanlığın şahidi olduğu ve yaşadığı nice olaylar vardır ki hafızalarda iz bırakmış, fikirlere ve zihniyetlere tesir etmiş; bunların bir neticesi olarak da atasözü, deyim, terim, mani, ninni, menkıbe, destan vs adlar altında anılan sözlü eserler ortaya çıkmıştır.6

Geniş bir açıdan ele alacak olursak folklor alanında araştırmalar yapılırken eski tür düşüncesi ve idari yapısı dikkate alınmalı ve Türk Kültür tarihi iyi bilinmelidir. Zira Anadolu Selçuklu, Beylikler, Osmanlı ve Türkiye Cumhuriyeti Devletlerinin kuruluşu yıkılan bir binayı aynı temel üzerine, aynı malzemelerle inşa etmekten başka bir şey değildir. Her yenileme sırasında meydana gelen değişmeleri tespit için bir öncekini ve daha öncekilerini bilmek gerekmektedir.7

Geçmişte meydana gelen olayların yorum ve değerlendirilmesi, günümüz değer yargıları ile değil çağının değer yargıları ile değerlendirilir. Tarih uzmanı geçmiş yüzyıldaki olayları ve kurumları o devrin şartlarını ve fikir akımlarını tespit eder ve ikinci safhada bunların değerlendirilmesini yapar. Tarihsel olayları ve kurumların günümüze olan etkilerini, yaşayan ve yaşamayan gelenek ve adetler karşılaştırılır. Bu suretle tarihçi geçmişi günümüze bağlar. Geçmişteki olayları açıklayarak günümüzün gerçeklerini berraklaştırmaya çalışır.8

Folklorik ürünler tarih araştırmalarına yardımcı olduğu gibi bu araştırma neticesinde folklorik değerlerimizin de tarihi araştırılmış olur. Böylece karşılıklı olarak birbirinden yararlanmış olurlar. Divan-ı Lugât-it Türk, Kutadgu Biliğ, Dede Korkut hikayeleri bu türden bilgileri taşıyan değerli kaynaklardır. Bu eserlerde tarihi gerçekler folklorik ürünlerle birlikte sunulmuştur. Bu bakımdan değerlendirilmesi gereken eserlerdir.

1 – Aydın Taner’i , Türk Devlet Geleneği, Dün Bugün, M.E.B., İstanbul 1993, s.17.

2 – Abdulkadir Yuvalı, “Tarih Araştırmalarında Folklor ve Etnografyanın Yeri” Erciyes Yöresi І. Folklor,

Halk edebiyatı ve Etnografya Sempozyumu, Kayseri 1991, s.117

3 – Yuvalı, a.g.m., s.118-119.

4 – Yuvalı, a.g.m., s.119-120.

5 – Yuvalı, s.117.

6 – Fahri sakal, “Bazı edebiyat ve Folklor ürünlerinin Tarih Araştırmalarında Sözlü Kaynak Olarak

Kullanılması” Akademik Acı, 1997, sayı3, s.137.

7 – Yuvalı- a.g.m., s.120-121

8 – Taneri, a.g.e., s.17.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.